depresif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
depresif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Şubat 2021 Çarşamba

BİR VEDA YAZISI, ANATHEMA

    BİR VEDA YAZISI, ANATHEMA    

     Doğum günümden iki gün sonraydı. Tarih 22 Eylül'ü gösteriyordu. İçinde bulunduğumuz lanetli yılın aldıkları bitmemişti bizlerden. Şimdi de sıra hastalıklı ruhlarımızı dinlendiren Anathema'ya gelmişti. "Dağıldılar" yazıyordu. Hüznün ve melankolik İngilizler yarı yolda kalmışlardı.

    Bu satırlar albüm ya da grup kritiği olarak kaleme alınmadı. Üzerimizde büyük etkisi olan, hiç tanımadığımız bu adamlara bir saygı duruşudur. Aramızda binlerce kilometre de karşılıklı olarak yaşanılan duygu fırtınalarına şahitlik etmiştik. Aynı yağmurun altında ıslanmadan ruhlarımıza dokunmuştuk.

  

    Anathema ile son buluşmamız "The Optimist" albüm turnesi kapsamında ülkemize gelişlerinde olmuştu. Albümü o güne kadar hiç dinlememiş olsam da duyusal ve görsel bir şova tanıklık etmiştik. Çalan her parça beni daha da içine alıyordu. Kahramanımız yeniden hayata tutunuyordu. Silver Stand sahilindeki arabasından sesleniyordu kalplerimize.

    Madem sondan başladık hikayemize böyle devam edelim. Nedendir bilinmez ama "Judgament" albümünden sonra aramıza kara kedi girmişti. Yeni oluşan bakış açılarını, tarzlarını anlayamıyordum belki. Anlamlandıramadığım zamanlarıydı. Aramızdaki bu ayrılık sürecine tam beş albüm sıkıştırmışlardı mesafelerimize. Hislerime tercüman olabilecek, düşün dünyasında kaybolabileceğim eserlerden eksik kalacaktım. The Optimist ile uyanmıştım gaflet uykumdan. "Keşke ben kaydedebilseydim." diye düşünürken, kulaklarımda çınlıyordu, intihardan dönen kahramanın hayata olan yakarışları.

    Geriye dönüp baktığımda ne çok anı biriktirdiğimizi daha net görüyorum şimdi. İlk konserlerindeki heyecan, dinlenen şarkıların karşımda çalınırken ki depresif canlılık ve konser sonrası duyulan o gurur...

    Ne diyordu "Natural Disaster"in sözlerinde;

    No matter what ı say / Ne söylersem söyleyeyim

    No matter what ı do / Ne yaparsam yapayım

    I 'cant cahange what happened.. / Olanları değiştiremem...



    "Deep" derinlerden gelen mahşeri bir atlı gibiydi. Bir kalbin derinliklerinde var olan yangından bahsederken, zincir vurulmuş kalplerimiz uyanıyordu. Defalarca ve defalarca dinlediğimiz bu notalar gelecekte yaşayacaklarımıza ve hissedeceklerimize geçmişten ışık tutuyordu. "Fragile Dreams"in sözleri ise bu fikri kanıtlar nitelikteydi.

    Today ı introduced myself / Bugün kendimi tanıştırdım

    To my own feelings / Kendi hislerimle

    Belki de yer yer hayata karanlık taraftan bakma nedenimizdi Anathema. Bunu bir nebze de olsa genlerimize işlemişlerdi.Mutlu zamanlarda dahi müzikleriyle sundukları hislere bürünmemizi sağlamışlardı. Onlar gibi yazmaya onlar gibi düşünmeye başlamıştık. Satırlarımız notalara dökülmese de kasvetli defterler biriktirdik onlarla büyürken.

    Müzik tarzımıza bile bir devrim yaşattılar. Notaların arasından hisleri içimize çekebileceğimiz karanlık melodiler aradık her zaman. Belki de onların müziğini aşabilecek ütopik bir hayali arıyorduk. Her albümlerinde kendilerini aşıyorlardı. Sonsuz bir arayış ile müzikal deneyimlerimizi güçlendiriyorlardı. Ayrıntılara dikkat etmeyi, sadece ön planda duyulanları değil arka planda duyulanlara da özen göstermeyi öğrendik.

    Son söze doğru geldiğimde her daim içimde ve aklımda kalan bir şeyi de dile getirmek istiyorum. Yüreğimize ve aklımıza kazıdığınız her şey için müzikal açıdan bizi doyurduğunuz için, karanlık duygular etrafımızı sardığında yoldaş olduğunuz için tekrar ve tekrar teşekkürler Anathema.

 Life...has betrayed me once again...

 Hayat...bana bir kez daha ihanet etti...


ESER ÖZÇARKÇI

STOCKHOLM SYNDROME